BİR TÜRKİYE GERÇEĞİ: DEPREM
GENÇ BİLİM
HAYATA BİLİMLE BAĞLAN
26 Aralık 2020 Cumartesi
EDE ŞEN(EGE ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI) TÜRKİYEDE DEPREM GERÇEĞİNİ YAZDI.
2 Aralık 2020 Çarşamba
Ayşenur Para / Torak Bilimi ve Bitki Besleme
Bilim Adamlarını Şaşkına Çeviren
Böcek: Issus Coleoptratus
Issus Coleoptratus isimli böcek, mükemmel yaradılışı ve hızıyla görenleri hayretler içinde bırakıyor.Pek çoğumuzun adını bile bilmediği, adını bilenlerin ise çark mekanizmasını bilmediği böcek, mükemmel bir makine tasarımı gibi. Böcek, vücudunda dişliler bulunan hareket sistemine sahip.( https://youtu.be/cq0Mf2pt2XA )
Issus coleoptratus bacaklarında birbirine kenetlenen dişlere sahip çark sistemli olduğu keşfedilen ilk böcek.
Planthopper türü böcek familyasından olan Issus coleoptratus böceği, olağanüstü sıçrama ve hız maharetine sahip.
Issus coleoptratus böceğinin bilimadamlarını şaşkına çeviren hızının sırrı, eşi benzeri bulunmayan mühendislik harikası özelliğinden geliyor. ( https://youtu.be/gRXHKPGq_HQ )
İki milisaniye gibi kısa sürede harekete geçebilen tasarım harikası böcek, saniyede 3.9 metre gibi muazzam bir sürate ulaşabiliyor.
Benzeri bir yapıya sahip başka bir böcek var mıdır bilinmez ama Issus Coleoptratus'un bacaklarındaki çark mekanizmasını oluşturan dişliler ömür boyu vücudunda kalmıyor. Sadece böcek larva döneminde iken işe yarıyor ve sonra ortadan kayboluyor.
İngiltere'nin Cambridge Üniversitesi'nden Malcolm Burrows, Issus coleoptratus hakkında, 'Bu fevkalade bir performans' yorumunu yapıyor. Burrows, dişlilere sahip böceğin larvasına ilk olarak bir meslektaşının bahçesinde rastlamış. Deli gibi zıplayıp duran böcekleri incelendiğinde, böceğin arka ayaklarında birbirine kenetlenen dişiler olduğunu fark etmiş.Böceğinin çark dişlilerini ilk olarak 1957 yılında Alman biyolog K. Sander tarafından gözlemlenmiş.
Bir bebek Issus coleoptratus;
Dişliler, iki makinenin zıt yönlerde birlikte dönmesine izin verir. Planthopper'ın trokanter tümseklerinin yaptığı tam olarak budur. Sutton bunu, zıplayan kaslarının tendonlarını bir forsepsle çekerek test etti. Yalnızca bir tendonu çekse bile, dişliler bir trokanterin hareketini diğerine ilettiği için her iki bacak da uzar.
Sutton, "Sonra gerçekten şanslıydık çünkü viteslerin mükemmel şekilde geçemeyeceği birkaç sıçrama gördük," diyor. Bu olduğunda, dişliler nihayet takılmadan önce bir bacak kısmen uzatıldı ve planthopper'ın mükemmele yakın koordinasyonu bozuldu.
Sutton, "Bu, bildiğimiz kadarıyla, hayvanlar aleminde uygun, çekici, ters yönde dönen dişlilerin ilk kez görülmesidir" diyor. Timsahların kalp kapakçıklarında dişli benzeri dişler vardır ve tekerlek böceği ve dişli çark kaplumbağasının kabuklarında dişleri vardır. Ancak bu yapıların hiçbiri aslında dişli gibi davranmıyor. Sutton, "Bir çarklı kaplumbağanın yan yana durduğunu, kabuklarına çarptığını ve zıt yönlerde döndüğünü asla görmezsiniz" diyor.
TEK SORUN ZAMANLA KAYBOLMASI
Arka ayaklardaki çarklarda 10 ya da 12 adet dişlisi bulunan Issus coleoptratus‘un dişlileri,sadece 15 ile 30 mikrometre uzunluğunda değişiyor. Biyolojik bir çark üzerinde bulunan dişliler, bu sayede hareket esnasında birbirlerine kenetleniyor.Bristol Üniversitesi‘nden Gregory Sutton ile çalışan Burrows, saniyede 5000 bin karelik çekimle dişlilerin hareketini gözlemledi.Burrows ve Sutton, sıçrama esnasında arka bacakların 30mikrosaniye farkla çalıştığını gördü. Buradan yola çıkarak, bacakların sinir hücrelerinin aksine daha hızlı hareket kazandırdığı için evrim geçirdiğini düşündüler.
Londra‘nın Doğal Tarih Müzesi‘nden Chris Lyal, dişlilere sahip başka böceklerin bulunduğunu ancak Issus coleoptratus‘ta olduğu gibi etkileşime geçmediklerini‘ belirtti. Alman biyologu Sander‘in çalışmasında, en az 2000 bin planthopper böceğin dişlilere sahip olduğu öne belirtiliyor. En az 10 tanesi böceği inceleyen Burrows ise dişlileri olmasına rağmen hiçbirinin I. Coleoptratus gibi hareket yeteneği olmadığını belirtiyor.
Şube: Arthropoda
Sınıf: Böcek
Ordo: Hemiptera
Alttakım: Auchenorrhyncha
Aile: Issidae
Cins: Issus
Türler: I. coleoptratus
Kayakça :
https://www.nationalgeographic.com/science/phenomena/2013/09/12/this-insect-has-gears-in-its-legs/
https://en.wikipedia.org/wiki/Issus_coleoptratus
https://www.britishbugs.org.uk/homoptera/Issidae/Issus_coleoptratus.html
http://www.catalogueoflife.org/annual-checklist/2011/details/species/id/7493697
http://www.wbrc.org.uk/WORCRECD/issue_29/Issus.html
https://www.theverge.com/2013/9/12/4724040/naturally-occurring-gears-found-on-insect-legs
https://science.sciencemag.org/content/341/6151/1254
https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/24031019/
1 Aralık 2020 Salı
Ergün Yıldız / Ege Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu
PROJE RAPORU
Proje Adı: KISA YOLDAN ELEKTRİK
Projenin Amacı:
Şehrimizin elektrik ihtiyacını santraller yerine temiz ve zararsız bir sistem kurarak rüzgârgülü ve güneş panelleri gibi yenilenebilir bir şekilde insan gücü ile enerji üretmek, bu enerjiyi şehrimizde para ödemeden kullanmak, şehrimizi geliştirmek üzere bir fırsat sunmak.
Giriş: Bilindiği üzeri elektrik hayatımızın birçok alanında kullanılmak ile beraber gün geçtikçe pahalı olmaktadır. Elektriğin pahalı olması bazı yerlerde teknolojik çalışmalara imkân tanımamaktadır. Yapmış olduğum bu proje sayesinde üretilen elektrik enerjisinin güneş panelleri gibi bataryalarda depolanması veya merkez sistem kurularak toplanan elektrik enerjisinin ister stoklanması isterlerse de olduğu gibi şehri aydınlatmak ve elektrik ihtiyacını karşılamak üzere kullanılması için tasarlanmıştır.
Yöntem:
Yöntemlerimizin aşamaları aşağıdaki gibidir.
1.aşama: Basınç, insan kütleleri, türbin tur sayısı ve hızı, çalışması için gereken voltaj gücü ince ve hassas ölçümler yapılır.
2.aşama: Prototipi yapmak için kaldırım taşlarının dizildiği çukur şeklinde ki alandan başlanır. Kaldırım taşlarının altına kendim tasarladığım 5 cm boyutlarında su türbini montajı yapılır
3.aşama: Tasarlamış olduğum türbin, insan kütlesinin yapmış olduğu basınç noktasında ki titreşim yolu ile dakikada 1000 tur atarak bildiğimiz üzeri TESLA bobini niteliğinde bir sistem oluşturacaktır. Tesla bobini; yüksek gerilim trafosu, atlama aralığı, yüksek gerilim kapasitörü, sarım sayısı az birincil sarım sayısı fazla ikincil bobin ve ikincil bobine bağlı yüksek gerilimli enerji çıkışının yapıldığı iletkenden (Toroid) oluşmaktadır.
Birincil bobin iletkeninin ikincil bobine göre kesit alanı daha büyüktür. İletken bir tel belirlenen çapta bir yalıtkan etrafında sarılır ve iletkendeki akımın sarmal şeklinde ilerlemesi sağlanarak manyetik alan oluşturulur. Manyetik alanda elektrik üretir
4.aşama: Yapılmış olan bobin türbinlere sığmadığı için yeniden tasarlanarak birkaç araç ile giderilmeye çalışılır ve türbinlerin içine 6.mm boyutlarında mıknatıslı bilyeler yerleştirilir ve türbin bir bakır tel ile içinden geçirilerek montaj tamam hale gelir. Yapılan bu tasarımda türbinler hızlı döndükçe içlerindeki bakır telde akım oluşmaya başlar ve oluşan akım 5x1,50 mm² kablolar yardımıyla ANA HAT olan kabloya bağlanır.
5.aşama: Ana hat kabloları şuan da günümüzde de kullanılan elektrik santralleri vb. Ana merkeze bağlanmalı ve bu ana merkez depolanan enerjiyi şehrin elektrik ihtiyacı için kullanılabilir duruma getirerek dağıtıma sunulmalıdır.
Kaynak:
https://www.technopat.net/sosyal/konu/2kv-tesla-bobini-yapimi.237798/
https://tr.aliexpress.com/item/32695653846.html
https://www.joom.com/tr/products/5c0b3b4436b54d01010bc328
29 Kasım 2020 Pazar
OSMANLIDA EVRİM TEORİSİ Hasan Can KUŞCU/ EGE ÜNİVERSİTESİ TARİH BÖLÜMÜ
OSMANLI VE EVRIM
Çok şaşıracağız ama evrim
teorisi dünyanın birçok ülkesinden önce Osmanlı Devletinde tartışılmıştır.
Charles Darwin, 1859 yılında
Türlerin Kökeni Üzerine eserini yayınladı, bugün bile süren evrim teorisi halen
ülkemizde ve dünyada "evrim sadece bir teoridir, kanıtlanmış olsa adı
kanun olurdu" ekseninde tartışılmaya devam ediliyor.
Odak noktası 'insanların maymunlardan
evrilmesi' olan bu tartışmalar, daha doğrusu çarpıtmalar büyük ses getirdi. Bu
yankı Osmanlı'ya birkaç yıl sonrasında ulaştığında ilk alıcısı Ahmet Mithat
Efendi oldu.
Edebiyat tarihimizdeki yerine
ek olarak evrimsel biyolojinin ülkemize girişini de simgeler Ahmet Mithat
Efendi.
Kendi yayınladığı Dağarcık
dergisinde evrim görüşüne dair yazılarını yayınlamaya başladığında tarih
1870'ti. Bu yıldan itibaren derginin 10 farklı sayısında evrimle ilgili çokça
yazı yazmıştır. Fakat bunların tamamı evrim teorisini kapsamaz.
AHMET MİTHAT EFENDİ
Ahmet Mithat Efendinin
modernist yaklaşımı da evrim teorisini ilk ele alan yazarımız olmasında önemli
rol oynamıştır. Onu evrim teorisini bu coğrafyada tanıtmaya iten de Darwin'in
ortaya attığı modernist yaklaşımıydı.
Ahmet Mithat Efendi Darwin'in
insanın kökenlerine dair fikirlerinden ziyade genel olarak evrim, evrilme
fikriyle ilgileniyordu. Buna örnek olarak da eğitimin toplumda yarattığı
değişimi gösteriyordu, ona göre eğitimli kişiler toplumun geri kalanından
farklı bir kumaşa sahip olacaklar ve ilerlemenin önünü açacaklardı, bunun için
de seçkinlere ihtiyacımız vardı.
Ahmet Mithat Efendi evrim
teorisine daha çok ikincil kaynaklardan erişmiştir. İkincil kaynaklara muhtaç
olmak dönemin Frank fonluğu ve İngilizce bilen aydın sayısının hayli az
olmasıyla açıklanabilir, bu da gayet makuldur. Doğrudan kaynaklara ulaşamadığı
için evrim teorisi ile ilgili bazı eksiklikler ortaya çıkmıştır. Bundan dolayı
Osmanlı toplumunda teori ile ilgili yanlış anlamalar ve bazı karşıtlıklar
ortaya çıkmıştır. Bu yanlış aktarımın en mühim örneği insanların maymundan
geldiği teziydi.
O, daha ziyade doğal
seçilimin toplumsal yansımalarıyla ilgilense de toplum maymundan gelen insan
teziyle daha ilgiliydi. Bugün bile canlılığını koruyan bu tezin kökeni bu yıllara
dayanıyor.
Bir süre sonra toplumuna
yansıyan ve aktarılan bu teori daha da büyüyerek yasaklar kapsamında yerini
almış olup, sağda solda konuşulması yasaklanıp rafa kaldırılmıştır.100 yıldan
fazla yasaklılar listesinde kalan evrim teorisi, 1930"lu yıllarda yeniden
ufak bir mum ışığı biçiminde olsa da gündeme gelmiştir. Ancak, teorinin öncüsü
Charles Darwin"in Türlerin Kökeni kitabının Türkçeye
çevrilmesi, dolayısıyla bilimsel olarak incelenmesi 1970 yılına kadar
ertelenmiştir.
Ahmet Mithat Efendi'nin
hüsnüzan ederek kişisel çabalarıyla, biraz eksik de olsa tanıttığı evrim
teorisinin yolu, görüldüğü üzere sancılarla dolu.
DAHA
KAPSAMLI BAKACAK OLURSAK: TARTIŞMALARLA OSMANLIDA EVRİM TEORİSİ
Evrime ilk değinmeler
Osmanlı Türklerinde evrim
fikrini ilk defa gündeme getiren Ahmed Midhat efendiydi (1844-1912). Ahmed
Midhat efendi, kendi çıkardığı Dağarcık adlı derginin ikinci sayısında (1873)
yayınlanan “Veladet” (doğuş) başlıklı yazısında, evrimi kendi varoluşu
üzerinden açıkladıktan sonra şunları söylüyordu:
“…Her tabakada o kadar
hallere girdim ki, tarif değil isimlerini saymış olsam kamus (sözlük) kadar bir
kitap olur. Nihayet dördüncü tabakada dahi nice yüz bin inkılaplar gördükten
sonra aksamımı toplaya toplaya…meydana geldim.”
Yazılarında Lamarck
(1744-1829)’ın adından söz eden Ahmed Midhat efendi, Darwin’in (1809-1882)
adından ve doğal seçilim teorisinden söz etmiyor.
İlk Türk romanı Taaşşuk-u
Talat ve Fitnat (Talat ve Fitnat’ın aşkı, 1872)’ın ve günümüzde de temel bir
başvuru kaynağı olarak kullandığımız Türkçe sözlük Kamus-i Türki’nin (1899)
yazarı Şemsettin Sami bey de (1850-1904), 1878’de yayınladığı İnsan adlı
kitabında, insanlığın bilinen en eski çağlardan yakın döneme kadar olan
evrimini çekingen bir dille anlatmakta ve jeolojik ve arkeolojik kanıtlara
dayanarak insanın evrimini açıklamaya çalışıyor. Ancak Şemsettin Sami beyin bu
kitabında Darwin’in adına ve doğal seçilim teorisine rastlamıyoruz.
Kapatılmış İkinci
Darülfünun’un müdürü Hoca Tahsin efendi (1811-1881) de 1880 veya 1881’de
yazdığı fakat ölümünden sonra 1892’de yayımlanan Tarih-i Tekvin yahud Hilkat
(varoluşun ve yaratılışın tarihi) adlı eserinde, canlıların evrimi konusuna da
değinmektedir.
Hoca Tahsin efendi,
“Tabiatın bağrında değişmez
bir şey var mıdır? Bütün türler ve cinsler bir değişim ve daimi olgunlaşma
halinde olduğu halde türlerin değişmezliğini iddia edenler, karşılaştırmak için
yeterli derecede olmayan kısa bir süre varsaydıklarından dolayı
aldanmışlardır” diyor.
Hoca Tahsin bu sözleriyle
gerçekte evrim teorisinin anlaşılmasıyla ilgili en önemli bakış açısını ortaya
koymuş oluyor. Bu sözlerin ardından
jeoloji biliminin getirdiği kanıtların önemi üzerinde duruyor. Darwin’le ilgili olarak da şunları söylüyor:
“Darwin’in bu hususa dair
ifadeleri her ne kadar kafi mertebede değilse de, mesleği (izlediği çizgi)
varoluşu açıklamasına ve gerçeklik felsefesine uygun olmakla, olgunlaşacağından
kesinlikle şüphe duyulmaz.”
Hoca Tahsin efendinin
eserinde de doğal seçilim teorisinden söz edilmiyor.
Darwin ve doğal seçilimin
literatüre girmesi ve Ali Sedad Bey
Osmanlı Türkleri, doğal
seçilim ilkesiyle ilk kez Ali Sedad beyin (1859-1900) 1882’de yayınladığı
kitabıyla tanıştı. Ancak ilginçtir ki, Ali Sedad bey kitabında bu ilkeyi
savunmak için değil fakat reddetmek için tanıtıyordu.
Ali Sedad bey, ünlü Osmanlı
bürokratı ve tarihçisi Cevdet Paşa’nın (1822-1895) oğlu ve ilk Osmanlı kadın
romancısı Fatma Aliye (1862-1936) hanımın ağabeyidir. Ali Sedad bey daha çok
mantık üzerine yazdığı kitaplarıyla tanınmıştır. Fakat aynı zamanda
Osmanlılardaki ilk termodinamik kitabının da yazarıdır. 1882’de yayımlanan
Kavaid-i Tahavvülat fi Harekat-i Zerrat (parçacıkların hareketine ilişkin
dönüşüm kuralları) adlı 192 sayfalık bu eser, fizik tarihimiz bakımından olduğu
kadar biyoloji tarihimiz bakımından da önemli.
Çünkü bu kitabın 6. bölümünde (163. ve 170. sayfalar arasında) yazar
evrim teorisini ele alıyor. Ülkemizde Darwin’in evrim teorisini ayrıntılı
biçimde ilk kez tanıttıktan sonra eleştirilerine geçiyor ve evrim teorisini
reddediyor.
Ali Sedad bey, “Darwin’in bu
konuda ortaya koyduğu kanıtların en önemlilerinden söz edeceğiz” dedikten sonra
takip eden dört paragrafta doğal seçilim mekanizmasını bilimsel ve çok
anlaşılır bir biçimde anlatıyor. Buna göre, canlıların sınırsızca çoğalmasını
önleyen en önemli engel, “fıkdan-ı maişet”tir (geçim araçlarının kıtlığı). Bu
nedenle, her türün bireyinin, nafakasını temin etmek ve varlığını sürdürebilmek
için yürüttüğü bu mücadelede, kuvvetli olan zayıfa galip gelmekte ve bazı
faydalı özelliklere sahip olanlar diğerlerinden daha fazla “muammer
olmaktadırlar” (yaşamaktadırlar).
Ali Sedad bey “Darwin
Mesleğinin (çizgisinin) Muhakemesi” başlıklı paragrafta ise Darwin’in kendi
deyimiyle faraziyesine iki büyük itiraz olduğunu, bunlardan birincisinin yeni
bir tür oluştuğunun asla görülmemiş olmasını ileri sürüyor. İkinci itirazının
ise farklı türler arasındaki geçiş biçimleriyle ilgili olduğunu belirtiyor.
Ali Sedad bey burada ilginç
bir retoriğe başvuruyor. Darwin’i destekleyen doğa bilimcilerinin “jeoloji
tabakalarındaki bilimsel araştırmaların henüz yeterince yapılamamış olmasından
dolayı ileride geçiş biçimlerinin bulunması muhtemel olduğu için, jeoloji
biliminin bu aşamasında Darwin’in tezlerine itiraz olunamaz” şeklindeki
savunmalarına şöyle cevap veriyor:
“Bu durumda jeolojinin
bugünkü halinde Darwin’in mesleği kabul olunur şeylerden değildir diye ifade
etmek daha münasiptir.”
Ali Sedad bey, ayrıca
Darwin’in hem türlerin oluşumunun çok yavaş gerçekleştiği, hem de geçiş
biçimlerinin hızla yok olduğu yönündeki düşüncelerin birbiriyle çeliştiğini
ileri sürüyor.
Ali Sedad bey, evrim
teorisine olan başlıca itirazlarını belirttikten sonra Darwin’in insanın
maymundan geldiğini söylemediğini, gerek insanın gerekse maymunun, ikisinin de diğer bir türden gelmiş
olduğunu söylediğini doğru olarak belirtiyor.
İnsan ve maymun arasında benzerlik değil aykırılık bulunduğunu, kaldı ki
bu iki mahluk cismen tamamen aynı olsalar bile, insanın konuşma yeteneğine
sahip olması bakımından maymundan ayrıldığını ve bu nedenle Lamarck ve Darwin’in
gayretini gütmek isteyenlerin ellerine hiçbir şeyin geçmeyeceğini ileri
sürüyor.
Ali Sedad beyin, Darwin’in
Türlerin Kökeni kitabının yayımlanmasından 23 yıl sonra, evrim teorisinin
esaslarını ve doğal seçilim teorisini Darwinci literatürden izleyerek ilk kez
Osmanlı okurlarına açıklamış olması, biyoloji tarihimizin ilginç bir
gerçeğidir. Bu aynı zamanda evrim teorisinin ülkemizdeki tarihsel gelişiminin
de ironik bir yönünü oluşturmaktadır.
KONUYLA İLGİLİ OKUNMASI
TAVSİYE EDİLEN ESERLER.
AHMET MITHAT EFENDİNİN EVRİM
TEORİSİ MAKALELERİ
DENİZ GÜLTEKİN - Osmanlı
Düşünce Dünyasında Evrim Teorisi Tartışmaları
KAYNAKÇALAR
Ahmet Mithat Efendi Dağarcık Dergisi (Veladet)
Ali Sedad Bey, Kavaid-i Tahavvülat fi
Harekat-i Zerrat 1882
https://tr.wikipedia.org/
Prof.Dr.Osman Bahadır
28 Kasım 2020 Cumartesi
CAHİT ARF
Yağmur Koçak / Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği
1910 yılında Selanik’te dünyaya gelen Ordinaryüs Profesör Doktor Cahit Arf,kendi adıyla bilinen teorileriyle dünya çapında tanınmış ülkemizin yetiştirdiği önemli matematik ve fizik bilginidir.Dört yaşındayken İstanbul’da okula başlamış,dokuz yaşındayken ailesiyle birlikte Ankara’ya taşınmıştır.Kısa zaman içinde tekrar İstanbul’a döndükten sonra İzmir’e yerleşmişlerdir.
Cahit Arf’ın matematiğe ilgisi küçük yaşlarda başlamıştır.Daha ilkokuldayken Pisagor Teoreminin geometrik ispatını anlamıştır.Yine bu yıllarda Öklid Geometrisinden sorular çözmeye matematik öğretmeni tarafından teşvik edildiği bilinmektedir.1926 yılında, ailesi, Fransa'da iyi bir eğitim almasının daha uygun bir seçenek olduğuna karar vermiş. Böylece, Cahit Arf lise öğrenimi için 1926’da Fransa’ya gönderilmiştir. Fransa'da Ecole Normale Superieure'de 1932'de tamamladığı yükseköğreniminin ardından bir süre Galatasaray Lisesi'nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra, 1933’teki üniversiteler reformu kapsamında, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'ne doçent adayı olarak atanmıştır. 1937’de doktorasını yapmak için gönderildiği Almanya Göttingen Üniversitesi’nde tez hocası Hasse ile birlikte kariyerini yükseltmek için çalışmıştır. Türkiye'ye dönüp İstanbul Üniversitesi'nde önce profesörlüğe, daha sonra Ordinaryüs profesörlüğe erişmiştir.
Cahit Arf, çok sayıda bilimsel çalışmaya imzasını atmıştır. 1943 yılında İnönü Ödülü, 1974 yılında TÜBİTAK Bilim Ödülünü kazanmıştır. 1980 yılında emekliye ayrıldıktan sonra bile TÜBİTAK'ın geliştirilmesinde önemli çalışmalar yapmıştır. Bundan dolayı Gebze Araştırma Merkezi'nde emeklilikten sonra görev yapmıştır. 1983 ile 1989 yıllarında Türk Matematik Derneği başkanlığı görevini yürütmüştür.
Yazıya başlarken Cahit Arf’ın kendi adıyla bilinen teorileri demiştim.Peki bahsettiğim teoriler nelerdir?
1. Arf Sabiti:
Arf sabiti, Cahit Arf'ın matematik alanında yaptığı dünyaca kabul görmüş matematiksel değerdir. Cisimlerin kuadratik formlarının sınıflandırılması üzerine yaptığı çalışmada bulduğu formüldür.Ayrıca 10 TL’nin üstündeki denklemdir.
2. Arf Halkaları:
Düzlemdeki bir eğrinin kollarında bulunan noktaların çok katlılıklarının aritmetikle hesaplanması ile alakalıdır. Cahit Arf konu ile ilgilenmeye başladığında bu halkalarla ilgili bir teori ve metot mevcuttu; fakat problem eğrinin parametreli denklemleri verildiğinde yüksek boyutlu eğriler için çok katlılığın hesaplanması idi. Cahit Arf buna bir metot buldu ve kullanılan bazı karakteristik halkalara batılı matematikçiler Arf Halkaları adını verdi.
3. Hasse-Arf Teoremi:
Sonlu bir Galois uzantısının Galois grubunun üst numaralandırma filtrasyonunun sıçramalarıyla ilgili bir sonuçtur.Almanya’daki tez hocası ile birlikte bulmuşlardır.
Başlıca teorilerindendir.
Cahit Arf, matematiği bir meslek dalı olarak değil, bir yaşam tarzı olarak görmüştür. Öğrencilerine sürekli: “Matematiği ezberlemeyin, kendiniz yapın ve anlayın.”demiştir.Buna benzer bazı sözleri şöyledir:
· 'Bilim insanının amacı anlamaktır. Ama büyük harflerle anlamaktır.'
· ‘Matematik esas olarak sabır olayıdır. Ezberleyerek değil, keşfederek anlamak gerekir.’
· ‘Matematik zaten her zaman vardı, insanoğlu sadece onu buldu.’
· 'Ben Matematiğe hayatımı verdim, karşılığında hayatımı geri verdi.'
Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde çalışırken dünyadan kopuk bir bilim adamı olmadığını defalarca kanıtlamıştır. Cahit Arf’ın uzlaşmacı, fakat ilkelerinden ve bilim adamı kişiliğinden ödün vermeyen ilkeli bir bilim insanı olduğu bilinmektedir. Matematiği Türkiye’ye sevdiren insan,Cahit Arf’ın,yapmış olduğu çalışmalar ve ülkemize katkıları için teşekkür ediyor kendisini saygıyla anıyorum.
Kaynakçalar:
1. https://www.mathgenealogy.org/id.php?id=26096
2. https://mathshistory.st-andrews.ac.uk/Biographies/Arf/
3. https://cabim.ulakbim.gov.tr/cahit-arf-kimdir/
EDE ŞEN(EGE ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI) TÜRKİYEDE DEPREM GERÇEĞİNİ YAZDI.
BİR TÜRKİYE GERÇEĞİ: DEPREM İnsanoğlunun belki de en büyük hatası göremediklerini unutmak ve sadece görebildiklerine odaklanmaktır...
-
Oğuzhan Durgut / Ege Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisliği Türk Savunma Sanayi Şirketlerinin Bugünü Şu anda savunma sanayisinde...
-
Hasan Gökalp YILMAZ / Ege Üniversitesi Biyoloji C rematogaster nedir? Crematogaster türleri ya da halk tabiri ile Akrobat karıncalar ...
-
Ayşenur Para / Torak Bilimi ve Bitki Besleme Bilim Adamlarını Şaşkına Çeviren Böcek: Issus Coleoptratus Issus Coleoptratus isimli ...