26 Aralık 2020 Cumartesi

EDE ŞEN(EGE ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI) TÜRKİYEDE DEPREM GERÇEĞİNİ YAZDI.

BİR TÜRKİYE GERÇEĞİ: DEPREM

          İnsanoğlunun belki de en büyük hatası göremediklerini unutmak ve sadece görebildiklerine odaklanmaktır. Dünyamız aslında sadece gördüğümüzde bile bize sonu olduğunu düşünmediğimiz uçsuz bucaksız okyanuslardan, ovalardan ibaret değildir. Her gün yürüdüğümüz sokağın aslında lavın üzerinde süzülen bir taş parçası olduğunu hep unuturuz.
            Bizim genelde kıta olarak adlandırdığımız Jeologlarınsa Litosfer dediği taş parçaları, Dünya ilk oluştuğunda bir aradaydı milyonlarca içinde farklı şekillerde birbirinden ayrıldılar ve bazen de birbirilerine çarptılar. Tıpkı bir kap suda yüzen kağıt yelkenlilerin çarpışması gibi…
           Eskiden sadece bir kıtaya sahip olan Dünya, dağıtmış olduğu kıtalarını tekrar tek bir yere topluyor. Dünya’nın bu, bir araya getirmeye ve dağıtma faaliyetlerine ise tektonik faaliyetler deniliyor. Tektonik faaliyetlere örnek vermek gerekirsek; volkanik patlamalar, dağların oluşması, denizlerdeki ada oluşumu, depremler..
           Bu bilgiden yola çıkarsak dağlık alanlarda, volkanik patlamaların görüldüğü yerlerde, adaların yoğun bulunduğu bölgelerde deprem riski de fazla olur diyebiliriz. Depremin riski bölge kıyaslaması ile belirlenir. 
            Yeryüzünün bu değişimi günümüz teknolojisiyle durdurabileceğimiz bir olay değil aynı şekilde riskli bölgelerde depremin ne zaman olacağı ve kaç deprem olacağını belirleyebilecek bir teknolojiye sahip değiliz. Buna rağmen değerli bilim insanlarımız depremleri ve deprem bölgelerindeki titreşimleri gözlemleyerek uzun vadede bir öngörü sahibi olabiliyorlar. 
Deprem ve Fay Hatları
           Magma tabakası üzerinde yüzen kıtalara yakından baktığımızda aslında tam bir bütün olmadığını, birbirinin üzerine binen ya da birbirlerine çarpan dörtgen kayaçlar olduğunu görürüz. Bu birbiri ile itişip kakışan dörtgen prizma şeklindeki kayaçlara levha ismi verilir. Levhaların birbirine sürtündükleri bölgeye ise fay hattı denir. Fay hattının kırılması, yıllardır sürtünen bu iki levhanın biriktirdikleri potansiyel ve ısı enerjisini açığa çıkartıp birbirinden ayrılmasıdır. Deprem ise bu potansiyel enerjinin açığa çıkarttığı sarsıntıya denir.


 
Kuzey Anadolu Fay Hattı ve Beklenen Büyük Marmara Depremi

          Kuzey Anadolu Fay Hattı kısaca KAF ülkemizdeki en aktif fay hatlarından biridir. Dolasıyla ülkemize en büyük sarsıntıları ve yıkımları getirmekten de geri durmamıştır. Kuzey Anadolu Fay Hattı, yer yer kırıklara sahip olmakla beraber Türkiye’nin en uzun fay hattı unvanını korumaktadır. Bununla beraber KAF Hattı; Marmara Bölgesi’ni, Karadeniz Bölgesi’ni ve Doğu Anadolu Bölgesi’ni etkiler. Türkiye Deprem Tarihi boyunca en yıkıcı depremlere ev sahipliği yapmıştır.
Kuzey Anadolu Fay Hattında gerçekleşen en büyük depremlerden bazıları;
Erzincan Depremi (1939), 7.9 büyüklüğünde …. 32.700 üzerinde can kaybı, 100,000 üzerinde yaralı
İzmit Depremi (1999), 7.6 büyüklüğünde …. 17.118 üzerinde can kaybı, 43.953 üzerinde yaralı
Düzce Depremi(1999), 7.2 büyüklüğünde …. 845 üzerinde can kaybı, 4.948 yaralı
Kastamonu Tosya Ladik Depremi (1943) 7.2 büyüklüğünde …. 2.824 can kaybı
Tokat Niksar-Erbaa Depremi (1942), 7.0 büyüklüğünde …. yaklaşık 3.000 can kaybı

          Marmara Denizi’nin kaya küresinde bulunan levhalar Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın 110 km’lik kısmını oluşturur. Alanında uzmanları endişelendiren konu bu hattın Marmara Denizi kısmında neredeyse hiç kırılma olmamasıdır. Her geçen zamanda bu fay hattının enerji biriktirmesiyle akıl almaz bir sarsıntıda deprem olacağının kaçınılmaz olacağının farkında olan uzmanlar; başta Tekirdağ, İstanbul , Kocaeli, Çanakkale, Yalova, Bursa ve Balıkesir illeri olmak üzere Marmara Bölgesi’nde bulunan diğer illerin de bu depremden fazlasıyla etkileneceği gerek depreme dayanıklı binaların olmamasıyla gerek bilinçli şehir düzenlemelerinin olmamasıyla can kaybının çok yüksek olacağından endişe etmektedir.
            Kırılması beklenen Fay Hattı’nın Marmara Denizi’nin içinde olması ise diğer bir risk faktörünü doğuruyor; Tusunami.
             Biriktirdikleri enerji ile birlikte birbirini itmeye başlayan levhaların arasında kalan boşluklara su doluyor, deniz geriye çekiliyor. Esneyen levha tekrar yerine geldiğinde onu iten levhaya çarpıyor ve bu çarpışmayla sıkışan su aldığı enerji ile birlikte dalgalar büyüyor. Deniz suyu sahil şeridinin dışına taşarak denizin kıyısındaki yerleşim yerlerini su basıyor. Bu olaya ise tusunami adı veriliyor.
              Uzmanlar buradaki can kaybının tusunamiden değil eğimli alanlara ulaşan suyun, toprağı sürüklemesinden yani heyelandan dolayı bazı yerleşim yerlerinin yıkılabileceğini öngörüyor.



Kaynakçalar:
https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-deprem-uzmani-naci-gorur-acikladi-dogu-anadolu-fay-hatti-uyanmaya-basladi-5586844/
https://www.milliyet.com.tr/gundem/fay-nedir-nasil-olusur-fay-hatti-kirilmasi-nasil-olur-6041429
http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/bilgi/depremnedir/index.htm
https://www.jmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=44
https://www.habervakti.com/bilim-teknoloji/fay-hatti-nedir-iste-turkiyede-fay-hatti-gecen-o-yerler-h81509.html
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/marmara-denizinde-tsunami-deprem-sonrasi-kritik-7-dakika-41353108
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuzey_Anadolu_Fay_Hatt%C4%B1üyor.


Kaynakçalar:
https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/son-dakika-deprem-uzmani-naci-gorur-acikladi-dogu-anadolu-fay-hatti-uyanmaya-basladi-5586844/
https://www.milliyet.com.tr/gundem/fay-nedir-nasil-olusur-fay-hatti-kirilmasi-nasil-olur-6041429
http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/bilgi/depremnedir/index.htm
https://www.jmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=44
https://www.habervakti.com/bilim-teknoloji/fay-hatti-nedir-iste-turkiyede-fay-hatti-gecen-o-yerler-h81509.html
https://www.hurriyet.com.tr/gundem/marmara-denizinde-tsunami-deprem-sonrasi-kritik-7-dakika-41353108
https://tr.wikipedia.org/wiki/Kuzey_Anadolu_Fay_Hatt%C4%B1

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

EDE ŞEN(EGE ÜNİVERSİTESİ PEYZAJ MİMARLIĞI) TÜRKİYEDE DEPREM GERÇEĞİNİ YAZDI.

BİR TÜRKİYE GERÇEĞİ: DEPREM           İnsanoğlunun belki de en büyük hatası göremediklerini unutmak ve sadece görebildiklerine odaklanmaktır...