Salgın Hastalıkların İnsanlar Üzerindeki Psikolojik Etkileri
Yazar : F.Gül Yenilmez / Ege Üniversitesi Psikoloji
İnsanlık
tarihi boyunca salgın hastalıklar aniden insanların hayatına girmiş ve
sağlıklarını tehdit etmiştir. Geniş kapsamlı bu hastalıkların ciddi toplumsal
sonuçları vardır. Salgın hastalıklar insanları fiziksel olarak etkilediği gibi
psikolojik olarak da etkiler. Damgalanma (stigmatizasyon), hastanın hastalığı
yüzünden kendini reddedilmiş, toplum tarafından izole edilmiş, hastalığına
bağlı güvensizlik ve utanma duygusu içerisinde hissetmesi durumu olarak
tanımlanmaktadır. Günümüzde Hepatit B ve C, AIDS gibi bir çok salgın hastalık damgalanmaya
yol açmaktadır. Listeye yeni eklenen hastalık ise Covid-19’dur.
Toplumun,
gözle görülmeyen bir mikrobun hastalığa ve ölüme sebebiyet verdiğini öğrenmesi korkuya
ve paniğe yol açmaktadır. Salgınların tarihsel gelişimine baktığımızda bu
korkuların zaman zaman hasta kişilerin eziyet görmesine neden olduğu
görmekteyiz. 14. Yüzyılda veba, günahkar davranışlar için tarımsal cezalandırma
olarak görülmüş ve hastalığa yakalanmayan kişiler salgın sebebiyle toplumsal
açıdan bazı grupları suçlamıştır.
İzolasyon
yöntemlerinde yeni hastalıkların ve bulaşma şekillerinin keşfedilmesiyle
yüzyıllar içerisinde ilerleme sağlanmıştır. 1877’de izolasyon evleri, 1940’da
izolasyon hastaneleri kurulmuş, 1960’lı yıllarda genel hastanelerde izolasyon
uygulanmaya başlanmıştır. Hastalık kontrol merkezi (CDC), hastanede kullanılan
izolasyon teknikleri rehberini 1970 yılında yayınlamıştır. Bu teknikler 3 ana
sisteme; kategoriye özgü izolasyon, hastalığa özgü izolasyon, standart önlemler
ve bulaşma önlemleri olarak adapte edilmiş ve izleyen on yıl içerisinde yavaş
yavaş gelişmiştir.
Kaynak İzolasyonu ve Hasta Üzerindeki
Etkileri
Bir bireyde salgın hastalık
bulunduğu zaman diğer insanlara bulaşmaması için kaynak izolasyonu uygulanır.
Kaynak izolasyonunda kullanılan önlemler tek kişilik oda kullanımı, maske,
önlük, eldiven kullanma gibi koruyucu önlemler, el yıkama ve dezenfektanlar
kullanılarak yapılan dikkatli dekontaminasyon, kontamine çarşaflar ve hasta
çıkartılarıyla ilgili prosedürler ve ziyaretçi sayısındaki kısıtlamayı
içermektedir.
Bennet
(1983), Wilkins (1988), Knowles (1993), Kennedy ve Hamilton (1997), Gammon
(1998 b) ve Oldman (1998) izolasyonun psikolojik etkilerini inceledikleri
çalışmalarında, izole edilen bireylerde sınırlanma, hapsedilme, damgalanma,
kızgınlık, depresyon, anksiyete, düşük benlik saygısı ve kontrol azlığı gibi
duyguların hissedildiğini saptamışlardır.
Kaynak İzolasyonu Uygulanan Hastalarda Görülen
Stigma (Damgalanma)
İzolasyonda ana problem
enfeksiyondan kaynaklanan damgalanmadır. Damgalanma; koruyucu elbiseler
giyilmesi, sınırlı iletişim gibi izolasyonun gerektirdiği durumlar sebebiyle
kötüye gider. Madeo (2001), izolasyonla ilişkili olarak yaptığı bir
araştırmada, birkaç hastanın bu durumu; "hemşire ve doktorların önlük
giyerek odama girmeleri ve eldivenle bana dokunmaları kendimi kirli, temiz
olmayan biri gibi hissetmeme sebep oldu" şeklinde ifade ettiğini
bildirmektedir.
İzole Edilen Hastanın Oryantasyonu
MacKellaig,
izolasyon odasının hastanın mümkün olduğunca çevresine olan oryantasyonunu
sağlaması için organizasyonun aşağıdaki şekilde yapılmasını önermiştir:
• Hastaya odanın
dışını görebilecek şekilde pozisyon verilmelidir.
• Hastaya duyusal girdi ve oryantasyon sağlamak amacıyla
odada ayna kullanılmalıdır. • Uzaktan kumandalı televizyon, radyo ve kitap gibi
hastanın zaman geçirmesini sağlayacak uygun araç ve aktiviteler sağlanmalıdır.
• İhmal duygusunu önlemek için isteklerine hemen yanıt
verilmeli ve hastaya çağırma ziline kolay ulaşabileceği bir pozisyon
sağlanmalıdır.
• Hastalar kendi kıyafetlerini giyme konusunda
cesaretlendirilmelidir.
• İzolasyon odasına hastaya ait özel eşyaların konulmasına
izin verilmelidir.
• Hasta, izolasyonla ilişkili olarak yaşadığı herhangi bir
negatif etkiyi ya da duyguyu ifade etmesi için cesaretlendirilmelidir.
Dışarı Çıkma Yasağının Oluşturabileceği
Psikolojik Sorunlar
Covid-19 salgınından ileri
yaştaki bireylerin daha çok etkilenmesi sebebiyle ülkemizde 65 yaş üstü
vatandaşlara dışarı çıkma yasağı gelmiştir. Bu yasaktan sonra dışarı çıkan bazı
yaşlılarımızın videoları çekilmiş ve mahcup duruma düşürülmüşlerdir.
Unutmayalım ki yaşlılarımız bizim kadar sosyal medyada aktif değiller ve bazı
durumlardan geç haberdar olabiliyorlar ya da durumu kavrayamayabiliyorlar.
Onlara sorgulayıcı şekilde yaklaşmak; suçlanma, utanç duyma ve mahcubiyet
duygularının gelişmesine neden olur. Korona virüs tehdidinin yaş arttıkça
artması kişilerde tedirginliğe yol açarken bir yandan yaşadıkları psikolojik
baskılar kaygı ve depresif belirtilerin artmasına neden olmaktadır.
Bu
durumların önüne geçilmesi için yaşlı vatandaşlarımızın çevresindeki insanlara
sorumluluk düşmektedir. Evden çıkmamalarının kendi sağlıklarını korumak için
önemli olduğunu, ihtiyaçları olması halinde dışarı çıkmak yerine belediyelerin
hizmet numaralarından yardım alabileceklerini, en etkili korunma yönteminin
evde kalmak olduğunu ve bunu sadece kendileri için değil çevrelerindeki
insanlar için yapmaları gerektiğini uygun bir dille açıklamak gerekmektedir. Sadece
“Sen yaşlısın, evden çıkman yasak.” şeklinde konuşmak doğru değildir. Yaş
ilerledikçe duygusal hassasiyetin arttığını göz önünde bulunarak davranmak
önemlidir.
Bana Bir Şey Olmaz Deme!
Özellikle virüsün genç
insanları daha az etkilemesinden dolayı oluşan bana bir şey olmaz düşüncesi
virüsün yayılmasına hizmet etmektedir. Bazı insanlar “Ben gencim, bünyem
sağlam.” düşüncesiyle hareket ederek hem kendi sağlıklarını hem de
çevrelerindeki insanları tehlikeye atmaktadırlar. Bu salgın hastalık dönemini
en az zararla atlatmak için bencil olmaktan kaçınmalıyız. Genç ya da yaşlı fark
etmeksizin zorunlu durumlar haricinde evimizden çıkmamalı ve olabildiğince
kendimizi izole etmeliyiz. Genç bir bireye bulaşan virüs o kişiyi ciddi şekilde
etkilemese bile taşıyıcı olması ve başka bireylere, ailesindeki yaşlı insanlara
virüsü bulaştırması ciddi sonuçlar doğurabilir. Bu süreci olabildiğince az
zararla atlatmak için hepimiz sorumluluklarımızın bilincinde olmalı ve yetkili
kişilerin yayınladıkları kurallara ve tedbirlere uymalıyız.
Kaynakça
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder